HABER/ YILMAZ PARLAR
Renklerle
Kervansarayların Sesi

Geçmişle
gelecek arasında tuvalleriyle
köprü kuran, Ressam Pınar
Kanber, 09 Aralık 2017
Cumartesi günü Dedeman Art
Galeri’de, gerçekçi mimari
anlayışı, soyut, modern
sanat düzenlemesi içinde
anlatan, Mukarnas isimli
sergisiyle eserlerini
sanatseverlerle buluşturdu.
Anadolu
coğrafyasındaki Selçuklu
kervansaraylarını konu alan
Mukarnas isimli sergi, Sanatcının
uzun sanat yaşamında, iz bırakan,
kararlı misyonuyla önemli kültür
varlıklarımıza duyarlılık
kazandırmayı amaçlıyor.
Sanatcı
Pınar Kanber, çokgen ve çok
köşeli yıldızlarla somutlaştırılmış
evrensel birlik ve denge düşüncesiyle
islam sanatında mimari yapılarda
görülen geometrik bir bezeme
çeşidi olan mukarnas isimli
sergisiyle, tarihe meydan
okuyan kaderine terk edilmiş
sanat tarihimizin değerli kültür
varlıklarına dikkat çekerek,
farkındalık yaratmak isteğiyle,
tuvalleriyle sanatcı çığlığıyla,
kervansaraylarımızı
korumaya, bakıma, yenilemeye
davet ediyor.
Açılışa
sanatcıyı yalnız bırakmayan
İranlı sanatcı Mandy
Noorzad, Aslıhan İşgüzar,
Nihal Güres, Eda Uyman, Gürcistan
asıllı sanatcı Azat
Jepbarow, Aysel Pandora ile
yaptığımız sohbetde aynı
zamanda Park Gallery sahibi Pınar
Kanber gibi büyük sanatcının
kuratörlüğünü yaptığı
karma sergilere katılmanın kıvanç
verici ayrıcalık olduğunu
vurguladılar.
Sanatcı
Pınar Kanber ile yaptığımız
söyleşide önceden tamamını
gezdiği kervansarayların bakımsızlığına
renkleriyle ses olabilmeyi
istediğini, soğuk sıcak
renklerle, açık koyu
lekelerle geçmiş ve şimdiki
zaman arasındaki farklılıklara
göndermeler yaptığını, çizgilerin
geçmişteki mimari formların
şimdiki yaşama sıkı sıkı
sarılmasına sebep olan bağlarında
simgesi olduğunu, kaderine
terk edilmiş unutulmuş yok
olmaya yüz tutmuş eskimiş
solmuş kervansarayların canlı
renklerle dile gelebileceğini,
morların fısıltı olduğunu,
kırmızıların çığlık
olduğunu söyledi.
Sunduğu
kervansaray eserler ile arasındaki
duygusal ilişki, sinerjiyi
hatırlatan, zihnimizde yankılanması
içinde sunum unsurlarıyla bütünleştirmiş.
Asırlarca
süre gelen, anlatacağı çok
hikayesi olan, tarihte çok önemli
bir misyona sahip ticaret
yolları üzerinde kurulan
kervansarayların dili olan
sanatcı Pınar Kanber
bilincimizin kıvrımlarına
kalıcı görüntüler
dizisiyle, dikkat çekmeyi
sanatıyla ifade ediyor.

Dogu
batı arasında görünmez bir
köprü simgesel, düşşsel
boyutlarla geçmişi zamana
aktaran sanatcı, kültür
mirasımıza sahip çıkmamız
gerektiğini bir kere daha çağrışımı
artırıyor.
İpek
Yolu üzerinde yer alan
kervansarayların tamamını
ziyaret ederek, uzun soluklu kültürel
ve tarihsel bir araştırma
yaptığını ifade eden
Ressam Pınar Kanber, amacının
geçmiş ile gelecek arasında
görsel bir köprü kurmak,
farkındalık yaratmak

Türk
mimarinde ilk örneği olan
kervansaraylar, Karahanlılar
döneminde ribat adı verilen,
korunma ve savunma amacıyla
inşa edilen konak, kasır,
ordugah ya da karakol
tipindeki yapılardı.
Zamanla
sınırların genişlemesine
paralel olarak eskiden sınır
boylarında kalan ribatlar iç
bölgelerde kalmaya başlayıp
askeri işlevlerini yitirince
konaklama amacıyla kullanılır
oldular.
Karahanlılar’dan
sonra Gazneliler de aynı isim
altında yapılar yaparlar.
Kervansaraylar Anadolu Selçukluları
döneminde zirve noktasına
ulaşır.

Türkler
bu yapılara getirdiği bambaşka
yorumlar, kervansaraylara Arap
mimarisinden farklı bambaşka
bir Türk kimliği kazandırır.
Bugün
Anadolu’nun birçok yerinde
harabelerini gördüğünüz
kervansaraylar geçmişte, Türkiye’nin
iktisadi durumunu,
memleketteki ticari yaşamı
ve devletin bu konuda izlediği
siyaseti gösteren en önemli
hatıralardır.
İki
menzil arasındaki uzaklık, yüklü
bir hayvanın ve yanında yürüyen
yayanın şafaktan sehere
kadar kat edebileceği mesafe,
30-40 kilometrelik mesafede
bir yaptırılan,
Kervansaraylar yolcuların
konaklama ve dinlenmelerini sağlayan
parasız mükemmel birer otel
görevi görmeleri bakımından
da o zamanlarda eşine
Avrupa’da bile rastlanmayan
kurumlardı.
Konaklayan
yolcular hayvanlarıyla
birlikte üç gün bedava
kalmak ve yemek olanağına
sahipti. Kervansaraylarda
hastane bulunmaktaydı. Yine
buralarda zengin-fakir, özgür-köle,
Müslüman-Hıristiyan ayırımı
yapılmaksızın hizmet
verilmesi vakfiyelerde
belirtilmişti.

Yazlık
denilen avlulu, kışlık
denilen kapalı ve her iki türün
birleştirilmesinden oluşan
karma tipli 12. yüzyılın
sonlarında milletlerarası
ticaretin merkezi olan, Selçuklu
dönemine ait ve bugüne dek
varlığı belirlenen 232 adet
kervansaraylar, iki eksende
odaklanarak, doğu-batı ve
kuzey-güney milletlerarası
ticaret yolları üzerindedir.
Dedeman
Art Galeri’de Pınar
Kanber’in Mukarnas adlı
sergisi 23 ocak 2018 tarihine
kadar sanatseverlerin
ziyaretine aöık olacakdır.
yilmazparlar@yahoo.com