Modern dünyada, ülkenin
imajı, uluslararası politika
ve ekonomide, devletin doğal
kaynakları, beşeri veya
bilimsel ve teknik
potansiyelinden daha az
önemli olmayan bir faktör
haline geldi. Siyasi ve
ekonomik ilişkiler, yalnızca
nesnel değil, öznel,
psikolojik ve bilgi
faktörlerinin de rol
oynadığı bir alandır.
Uluslararası arenada yapılan
zirveler ülke imajına marka
oluşmasına önemli katkı
sağlamaktadırlar.
Yönetim kurul Başkanlığını
Cengiz özgencil’in yürütdüğü
Uluslararası İş Birliği
Platformu (UİP) tarafından
bu yıl "Daha iyi bir dünya
için çalışmak" temasıyla
12.ncisi gerçekleşen
Boğaziçi Zirvesi, heryıl tüm
konseptleriyle 50-100 ülke
arasında değişen
konuşmacıları ile Ülke marka
oluşmasına büyük fayda
sağlamaktadır.
Politik pazarlama,
markalaşma, imaj oluşturma
ve imaj manipülasyonu
teknolojilerini kullanır. Bu
nedenle, devlet imajını
oluşturma teorisi ve
pratiğine büyük ilgi,
çeşitli zirvelerin
popülaritesi ve imaj
çekiciliği rol oynar.
Bir ülkenin imajı, siyasi ve
ekonomik fırsatlarını,
uluslararası durumunu, diğer
devletleri etkileme
yeteneğini etkiler ve aynı
zamanda iç ve dış politika
kaynaklarından biri olarak
hareket eder. Etkili bir
imaj, ülkenin rekabet
gücünün geliştirilmesi ve
güçlendirilmesi için etkili
bir stratejidir. Marka
kimliği de önemlidir, yani
olumlu ve tanınabilir bir
kimlikdir.
Sürdürülebilir başarıyla
gerçekleşen Boğaziçi zirvesi
yine gelenek haline gelen
protokol galasıyla Conrad
Bosphorus Hotelde başlandı.
Boğaziçi zirve açılışında,
UİP Kurucusu ve Yönetim
Kurul Başkanı Cengiz
Özgencil kısa açılış
konuşması yaptı. Özgencil
zirve başlangıcına dönerek
11 sene öncesinden
Türkiye'deki yatırım
fırsatlarını, küresel çapta
alanının en önde gelen
isimlerine direkt
aktarabilmek adına bu
etkinliği düzenlemek adına
dile getirerek misyonun
odağını işaretledi.
Hedefe ulaşabilmenin
inancını taşıyarak, hedefi
sürdürülebilir olması
amacında olduğunu ve Türkiye
markasına katkıda bulunmanın
mutluluğunu yaşadıklarını
ifade etdi.
Özgencil, 12. Boğaziçi zirve
teması olarak, "Daha iyi bir
dünya için çalışmak"
olduğunun açıklamasını
yaparak, enerjide,
uluslararası ticarette,
sağlıkta, teknolojide,
sanatta ve insan olgusunun
varlığını sürdürdüğü her
alanda gelecek nesiller için
kolektif akılla, her bir
dünya vatandaşının üzerine
büyük görevler düştüğünü
söyledi.
Pandemi sonrası yaşam
biçiminde ve ticarette
gerçekleşen değişim hakkında
Boğaziçi Zirvesi, her yıl
olduğu gibi bu sene de 2022
ve sonrasını dünyanın önde
gelen isimleri eşliğinde
İstanbul merkezli
tartışacağını vurguladı.
Zirveye çevrim içiyle
konuşma yapan BM Genel
Sekreter Yardımcısı ve
Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı (UNDP) Başkan
Yardımcısı Haoliang Xu,
"Sürdürülebilir Kalkınma
Amaçları'nı 2030 itibarıyla
gerçekleştirebilmek için bir
finansman gerekiyor. Dünya
çok vahim ekonomik
süreçlerden geçiyor.
Özellikle Kovid-19 ile
birlikte gelişmekte olan
ülkelerde 1,7 trilyon
dolarlık ihtiyaç var." dedi.
Küresel finansal varlıkların
317 trilyon dolar ile çok
büyük noktada durduğunu, bu
varlıkların yüzde 80'inin
gelişmiş ekonomilerin elinde
bulunduğunu bildiren Xu,
gelişmekte olan ülkelerin
Sürdürülebilirlik Kalkınma
Amaçları'na ulaşma
noktasında yaşadığı finansal
zorluklara değindi.
Türkiye'nin yatırım
fırsatları açısından
bakıldığında Sürdürülebilir
Kalkınma Amaçları açısından
öne çıktığını belirten Xu,
UNDP'nin Türkiye'ye
sağladığı desteklerden
bahsetti. Xu,
"Sürdürülebilir Kalkınma
Amaçlarının devamlılığı için
desteğimizin her daim baki
olduğunu dile getirmek
isterim." ifadesini
kullandı.
Toplantıya video konferansla
bağlanan UİP Onursal Başkanı
Dr. Talal Abu-Ghazaleh,
enerji üretimi nedeniyle
ortaya çıkan emisyonlar
konusunda akılcı çözümler
ortaya konulması gerektiğini
söyledi.
BM'de iklim değişimiyle
mücadele edecek yapıların
daha fazla öne çıkması
gerektiğini belirten
Ghazaleh, yapay zekayla
endüstriyi zora sokmayacak
çözümlerin bulunabileceğini,
yapay zekayla birlikte
sorunlar noktasında büyük
keşiflerin ortaya çıktığını
kaydetti.
Ghazaleh, "Yapay zeka iyi ve
hoş ancak bunu
karşılayabilecek ülkeler
için bu iyi olur. Sağlıktan
tarıma, sanayiden eğitime
kadar her alanda yapay zeka
çok iyi olur. Ancak yapay
zekayı hayata geçiremeyecek
ülkeler için durum vahim
olabilir. Kaynaklara
erişemeyen insan kitleleri
yapay zeka karşısında geride
kalacak. Mesela, aşılamada
yüzde 5'in altında olan
bölgeler ve ülkeler var."
ifadelerini kullandı.
Dünyanın karşı karşıya
olduğu zorluklardan
birisinin de ABD ile Çin
mücadelesi olduğunu aktaran
Ghazaleh, "Dünyada birçok
kişi ABD ile Çin arasındaki
mücadelenin farkında değil.
Her alanda bir mücadele
içerisindeler. En az 15
kalemde mücadele halindeler.
Bu çatışmaların hiçbiri bu
iki süper güç arasında
çözülecek gibi değil.
Kaçınılmaz sorundan
bahsediyoruz." Şeklinde
açıklamalarda bulundu
Pakistan'ın Pencap Eyalet
Valisi Chaudhry Mohammad
Sarwar da küresel salgının
ülkeleri birleştirmesi
gerekirken ayırdığını,
küresel ticarette
korumacılığı tekrar gündeme
getirdiğini söyledi.
Kovid-19'un 2020 ve 2021'de
yükselişini ve güçlü
etkisini sürdürdüğünü ifade
eden Sarwar, 2. Dünya
Savaşı'nda sonra salgın
süreciyle birlikte
uluslararası iş birliğinde
ciddi olumsuzluklar
yaşandığını aktardı.
Özellikle az gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkelerin
Kovid-19 döneminde yaşadığı
olumsuzluklara değinen
Sarwar, salgında en kötü
günleri geride
bıraktıklarını söyledi.
Pakistan'ın iklim
değişikliğinden en fazla
etkilenen ülkelerden
olduğuna işaret eden Sarwar,
ülkesinin iklim
değişikliğiyle mücadelede
hayata geçirdiği
uygulamalardan bahsetti.
Sarwar, Pakistan'ın
uluslararası barış ve
güvenlik konusunda dünyanın
kilit noktasında olduğunu,
bu konuda bugüne kadar
olduğu gibi bundan sonra da
BM ile aktif bir şekilde
çalışmaya hazır olduklarını
söyledi.
Dünyanın her yerine adaletin
gelmesi için Pakistan'ın
elinden geleni yapmaya hazır
olduğunu ifade eden Sarwar,
Keşmir ve Filistin'de
yaşanan olumsuzluklar
karşısında sessiz
kalınmaması gerektiğini
kaydetti.
UİP Onur Kurulu Başkanı Rona
Yırcalı ise özellikle
salgınla birlikte hızlanan
değişimi yaşam biçiminden
ayrı tutmanın mümkün
olmadığını ve iş yapış
biçimlerinin de kaçınılmaz
olarak değiştiğini söyledi.
Dünyada ulusların
belirsizliklerle alakalı
kaygıları olduğunu dile
getiren Yırcalı, "Hepimiz
biliyoruz ki Kovid-19,
bildiğimiz pek çok dengeyi,
dünya dengesini yerle yeksan
etti. Kapanmalar pek çok
ülkede gerçekleşmekte ve
küresel büyümeyi önümüzdeki
yıldan itibaren yaklaşık
olarak yüzde 1'den daha
fazla etkileyeceği
öngörülüyor." dedi.
Değişime karşı şirketlerin,
KOBİ'lerin yenilikçi
yaklaşımlar geliştirdiğini
ifade eden Yırcalı, "Bu
anlamda yepyeni bir yeniden
yapılanmadan söz edebiliriz.
Ana akım uygulamaları, yeni
koşulların gerekliliğiyle
birlikte yeniden
organizasyonu beraberinde
getirdi. Aslında 'büyük
yeniden yapılanma' dediğimiz
şey tam da bu noktada
başlıyor. Bireysel anlamda
bütün şirketler tabii ki
belli hedefleri yeniden
tanımladı ve bu hedefleri
başarma yolundaki
yaklaşımlarını da değiştirdi
ancak bu süreç elbette ki
söylendiği kadar kolay
değil." şeklinde konuştu.
Yeniden yapılanmayla yeni
bir kapitalizm türünün de
inşa edildiğini belirten
Yırcalı, bu yeni kapitalizm
türünün yeni standartları ve
yeni oyuncuları, yeni
konseptleri ve yeni
kavramları da beraberinde
getirdiğini ve yeşil
büyümeye işaret ettiğini
söyledi.
Yırcalı, 2 yıl öncesinde
öngörülmeyen tüketici
kitlesinin ekonomik bir
bileşen olmaktan çıktığını
aktararak, "Endüstrinin
normları her geçen gün daha
da yeşil olmak zorunda.
Bugün enerji krizi; çok
ciddi uygulamaları,
özellikle koruma
politikalarına ilişkin bir
şekilde dayatıyor. İklim
değişikliğiyle birlikte
tabii ki iklim gündemi de
değişiyor. Konu, her
uluslararası ya da ulusal
toplantının da gündeminde
yer almaya başladı." dedi.
Zirve konferans konuşmacılar
ve panellerle devam etdi.