HABER/ YILMAZ PARLAR
Sekiz Kadından Biri Meme
Kanseri
Ekim
ayı Dünyada Meme Kanseri
Farkındalık Ayı olması münasebetiyle
Türk Kanser Derneği 02 Ekim
2017 Pazartesi, Sait Halim Paşa
Yalısında basın toplantısı
düzenledi.

Akciğer kanserinden
sonra, dünyada görülme sıklığı
en yüksek olan meme hücrelerinde
başlayan kanser türü Meme
kanseri bilgilendirme toplantısına
Burak Duruman (Türk Kanser
Derneği Yönetim Kurulu Başkanı),
Revna Demirören, dernek üyeleri,
Asuman Dayı, Prof. Dr. Cem
Balcı, Op. Dr. Zeynep Çaynak,
Doç. Dr. Esat Namal ve Op.
Dr. Murat Atay, doktorlar,
Sanatcı Yudum sanat ve
cemiyet hayatının seçkin
isimleri katıldılar.
Video
görüntülerinden Linet,
Zuhal Topal, Nükhet Duru,gibi
pek çok isim mesaj verdiler

Her 8 kadından birinin
hayatının belirli bir zamanında
meme kanserine yakalanacağı
bildirilen, Erkeklerde de görülmekle
beraber, kadın vakaları
erkek vakalarından 100 kat
fazla olan 1970'lerden
bu yana meme kanserinin görülme
sıklığında artış yaşanmaktadır.
Artışa
neden olan modern, Batılı yaşam
tarzı sebep olarak gösterilmektedir.
Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde
görülme sıklığı, dünyanın
diğer bölgelerinde görülme
sıklığından daha fazladır.
Meme
Kanserine Dur Diyelim"
kampanyası kapsamında Sait
Halim Paşa Yalısı'nda gerçekleşen
toplantıda konuşan Türk
Kanser Derneği Yönetim Kurul
Başkanı Burak Duruman, erken
teşhis ve tanı sayesinde
meme kenseri olma riskinin yüzde
10 gerilediğini, erken tanının
özelikle kanser hastalığında
önemli olduğunu söyledi.

Duruman,
"Yüzde 100 tedavisi olan
meme kanserinde erken teşhis
çok önemli ama bunun için
farkındalık yaratmak lazım.
Bu, sadece hükümetin ve
sivil toplum kuruluşlarının
görevi değil. Bu konuda
herkese görev düşüyor.
Her
sekiz kadından biri meme
kanserine yakalanıyor. Kadınların
taramalarını düzenli olarak
yaptırmaları gerekli. Erken
tanı, tedavi, tedavi takip
programları, psikolojik
destek, hasta hakları,
onkoloji koçluğu gibi birçok
hizmeti ücretsiz olarak
vermekteyiz.”dedi
Burak
Duruman, “Türkiye’de farkındalığı
artırmak için otobüs ve
minibüsleri giydirdik. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi bize
billboard’larını açtı.
Yani nereye giderseniz, önünüze
çıkıyoruz çünkü meme
kanseri yüzde 100 oranında
tedavi edilebilir bir hastalık.
Maalesef Türkiye’de
taramaları ihmal etmek ve geç
kalmak yüzünden hastalar
bize genelde ikinci ve üçüncü
evrelerde geliyor. Halbuki
bunu sıfır evresinde
yakalayabiliriz. Ancak halkımız
korkuyor. Biz de diyoruz ki,
‘Geç kalmaktan kork, bana
olmaz deme’.
İlçe
belediyeleriyle 200-300 kişilik
toplantılar yapıyoruz.
Muhtarlıklarla da çalışıyoruz.
Yayın organlarını biraz
daha tetiklememiz lazım.
Sadece ekim ayında farkındalık
yaratmak yeterli değil.
Ekranda birçok dizi var.
Bunların senaryosuna minik
eklemeler yapılabilir.
Diyaloglarda ‘Mamografi
randevuna gittin mi kızım?’
gibi cümleler geçebilir.”şeklinde
hizmetleri hakkında bilgiler
verdi.

Ayrıca
yardım için öağrıda
bulundu. “Çağrı
merkezimiz var, ücretsiz. 7 gün
24 saat boyunca 0 850 611 0
853 numaralı danışma hattını
arayarak, kayıt yaptırabilirler.
Vatandaşlarımızı, ikamet
ettikleri illerde bulunan anlaşmalı
sağlık kurumlarına yönlendiriyoruz.
Sıfır bütçeyle çalışıyoruz,
daha çok bağışa ihtiyacımız
var”
Op.Dr.
Murat Atay da "Amacımız
Türkiye'de meme kanserinden
hiçbir kadının hayatını
kaybetmemesi" farkındalık
projeleri sayesinde kadınların
hastalık hakkında daha çok
bilinçleniyor.
Sanatcı
Yudum Konserlerimde sazımla
bu mesajları vererek farkındalığı
artırmanın hizmetinde olacağım.
Sorumuz
üzerine Burak
Duruman,
“Yanlış
beslenme, meme kanseri riskini
arttıran en önemli faktörler
arasında yer alıyor. Meme
kanserine yakalanma riskini düşürmek
için ilk olarak beslenme alışkanlıklarının
değişmesi gerek.
Sabah ve akşam öğünlerinde
antioksidan ve antikansinojen
içeriği yüksek olan meyve
ve sebzeler tüketmek meme
kanserine yakalanma riskini
azaltabilmektedir.
Yüksek oranda lif içeren,
kompleks karbonhidrat
baklagiller toksik ve kimyasal
maddelerin vücuttan atılımını
kolaylaştırarak kanser
riskini azaltmaktadır.
Fazla
kilolu olmak ve aşırı yağlanmak
meme kanseri riskini arttırabilen
unsurlardır. Aşırı yağlı,
kızartma ve kavurma gibi ürünlerden
uzak durulması gerekir.
Yeşillik
alanlarda bulunmak” gibi önerilerde
bulundu.
“Sevenlerimin gözünde gördüğüm
çaresizlik ve umut çarpışması
sayesinde mücadele gücünü
yakaladım. Doktorlarımın
hazırladığı programa adım
adım uydum. Geriye kalan
kimseyi dinlemedim. Hayatın içinde
kalmaya gayret ettim. Bu
hastalığı yaşayanlara bir
şeyler bırakmayı düşündüm,
bir kitap yazdım. Benimle aynı
anda tedavilerine devam eden
10 amazon buldum. Yaşadıklarımızı
kaleme aldık.” Sözlerini söyleyen
Leyla Bahtiyar ile yaptığımız
kısa söyleşide, hayatın içinde
olmak gerektiğini hayatdan
kopmamak gerektiğini vurguladı.
yilmazparlar@yahoo.com